16 Ağustos 2011 Salı

NictheKing Ayrılmak İstiyor


Fernando Torres'in takıma katılmasından sonra hücum hattında ikinci, hatta üçüncü tercih haline gelen Anelka, ingiliz basınında çıkan haberlere göre bu durumdan hiç de memnun değil ve takımdan ayrılmak istiyor. Keşke geri dönse...

12 Ağustos 2011 Cuma

OLDUN SEN


Milli formaya çok yakıştın be Emir. Altyapılara yazık olur Emir'in orada ne işi var diyenlere de benden selam söyle bir zahmet...

11 Ağustos 2011 Perşembe

Rıdvan Dilmen Efsanedir


Uzun zamandır şike soruşturması ile ilgili yorumları beklenen Rıdvan Dilmen, bu akşam milli maçtan sonra %100 futbol programında canlı yayında kendisinden beklenen konuşmayı yaptı. Tüm Fenerbahçelilerin içinden geçenleri söyledi Rıdvan. İzlemeyenler için kısaca belirtmek gerekirse en çarpıcı cümleleri 'Aziz Yıldırım dışardayken 200 metre uzaktan görenler ceketini iliklerken, şimdi arkasından sallıyorlar.' ve 'Koskoca Fenerbahçe küme düşse ne olur, büyüklüğünden bir şey mi kaybeder, gider 2 forma 2 kombine fazladan alırım o kadar.' şeklindeydi.

Beni bu yazıyı yazmaya iten şey ise Rıdvan Dilmen'in bu akşam canlı yayında söyledikleri değil. Kendisine karşı bazı Fenerbahçelilerin, üzülerek gördüğüm, tavır almaları.

Bazılarının en büyük derdi uzun bir dönem suskun kalması olmuş Rıdvan Dilmen'in. 'Rıdvan Dilmen konuştu ama geç kaldı.' ya da 'Konuştun ama yemedik.' demeye getirenler bile vardı twitterda.

Bu kesime göre Rıdvan Dilmen, kendi başına bir şey geleceğinden korktuğu için susup arka planda kalmış belli ki. 22-23 yaşında insanlar kalkıp Rıdvan Dilmen'in Fenerbahçeliliği'ni sorgular hale gelmişler. Yalan değil benim de merak ettiğim zamanlar oldu nerede bu Rıdvan diye. Ama Beşiktaş Adliyesi'ne gidip kameralar görmeden arka kapıdan çıkıp gittiğinden hiç kimse bahsetmiyor bugün.

Derdim o ki; bu adam, Fenerbahçeliliğini sorgulamaya çalıştığınız adam bir Fenerbahçe efsanesi. Şeytan Rıdvan ulan bu adam. Sakatlıktan döndüğü maçta attığı golden sonra tribünlerin uğruna hıçkırıklara boğulduğu adam bu. Sen güzel kardeşim. 22-23 yaşında olup bu akşam twitter da orda burda 'Rıdvan benim gözümde Fenerbahçeli değil' diyecek kadar hadsizleşen insan sözüm sana; bu adamın senin yaşın kadar hizmeti var ulan çubukluya. Sen kimsin ki? Bu kadar mı ucuz bu işler? Dün gibi gözümün önde puan kaybı yaptığımız maçlar sonrası Yüzde Yüz Futbol programına kıpkırmızı suratla çıkması. Sen nasıl sorgulayabilirsin ki O'nun Fenerbahçeliliğini.

Seversiniz,sevmezsiniz ya da nefret bile edebilirsiniz. Ama ricam o ki, bir Fenerbahçeliyseniz, Fenerbahçe formasına hizmet etmiş adamların Fenerbahçeliliğini sorgulamadan önce lütfen biraz düşünün...

Tuncay Bolton'a doğru


The Sun gazetesinin haberine göre Tuncay Şanlı'nın Bolton formasıyla İngiltere'ye dönmesi an meselesi. Bolton'ın bu transfer için 3 milyon pound'u gözden çıkardığı söyleniyor. Tuncay çok sevdiğim bir oyuncu. O'nun için hayırlısı neyse o olsun.

16 Haziran 2011 Perşembe

Mücadele et!!!



Ezeli rakibimizle oynadığımız final serisi çok ilginç bir hal aldı. Shipp'in (Taffarel'den aldığı yardımla) attığı son saniye basketi sonrası durum 3-2 ye geldi. Ben dahil bir çok Fenerbahçeli arkadaşımın ihtimal bile vermediği bir durumdu Galatasaray'ın bizden seyircimiz önünde bir maç çalması. Ama oldu... Mücadele etmezsen, rakibini küçümsersen, ben bu maçı nasıl olsa alırım dersen daha olur da... Aynı hataya bu sezon ilk yarıda oynadığımız futbol maçında da düşmüştük camia olarak. Maçtan önce bastırılan dejavu t-shirtleri, sekiz mi yoksa on mu atarız hesapları... Sonuç malum, hepimiz hatırlıyoruz, hani Sabri'nin maçtan sonra üçlü çektirmesiyle dalga geçmiştik ya...

Durum bugün de farklı değil. Evet ligin en iyi takımı, en geniş rotasyonu hala bizde. Ama ne olursa olsun önemli olan inanmaktır. İstanbul'un öteki yakasında takımının beklenmedik şekilde finale gelmesiyle gurur duyan bir taraftar grubu var. Ve kaybeteseler de aslında kaybedecek birşeyleri gerçekten yok. Çünkü... Onlar zaten Fenerbahçe'ye kaybetmeye alışkınlar, bir mağlubiyet daha onlar için çok büyük kayıp anlamına gelmeyecek. Ama bizim için durum bundan çok daha farklı işte.

5'te 5 şansı elimize geçen sene bir kez gelmişti... Nasıl kaçırdığımızı hepimiz çok net hatırlıyoruz sanırım. Bu sene tekrar yakaladık bu şansı. Bayan voleybol ve bayan basketbolda büyük favoriydik elbet. Ancak futbolda ve erkek voleybolda ortaya koyduğumuz karakter, bir şampiyona yakışır cinstendi. Bir kez daha bu halkayı tamamlama şansı geldi elimize.

Ancak geçen akşam sahada gördüklerim beni gerçekten korkuttu. İki takıma baktığımız zaman bir yanda canını dişine takmış bir rüyanın peşine düşen Galatasaray'ı, diğer yanda ise rehavetten başını bir türlü kaldıramayan bir takım ve taraftar grubunu gördüm maalesef. Sonucun ne olduğunu hepimiz biliyoruz zaten.

Lafın kısası, ezeli rakibimize, her branşta ,çok uzun bir süre unutulamayacak bir üstünlük kurduğumuzu dünya alem biliyor zaten. Buna kimsenin diyecek bir lafı olduğunu düşünmüyorum. Ama... Karşımızdaki rakibe çemişgezekspor muamelesi yapmak belki de şimdiye kadar yaptığımız en büyük hata. Her ne kadar tarihinin genel olarak en kötü dönemini yaşıyor da olsa Galatasaray'ın ezeli rakibimiz olduğunu unutmak bize yakışmadı. Biz değilmiydik Galatasaray olmadan Fenerbahçe, Fenerbahçe olmadan Galatasaray olmanın bir anlamı olmazdı diyenler???

Hala elimizden yitip kaybolmuş birşey yok ve hala öndeyiz. Tek yapmamız gereken sadece Fenerbahçe'ye yakışır şekilde ciddiyeti elden kaybetmeden mücadele etmek. O mücadeleyi gösterirsek rakibin ne hale geleceğini bu seride 3 kez gördük zaten. Çok birşey istemiyorum çubukluyu giyenlerden. Geldiği günden beri twitter'da kebap resimleri paylaşan Sean May'den, sezonun sonu gelince konrat aşkına üçlük atmayı hatırlayan Lavrinovic'ten ve Euroleague'den elendiğimizden beri ortalıkta görünmeyen Tomas'tan, inanın çok birşey istemiyorum. 1 maç... Sadece 1 maç daha giydikleri formanın ağırlığını akıllarından çıkarmasınlar. 1 maç daha, 2
gün hastanede yatıp maçın başlamasına 3-4 saat kala taburcu olan Ömer Onan gibi aşkla mücadele etsinler... Oyundan alınmaktan nefret edip hocasına söven Emir gibi savaşsınlar... Ve elbette rakiplerini küçümsemesinler. Tek istediğim bu. İşte o zaman çok istediğimiz 'beşi biryerde'yi Türkiye'nin 3/4'üne takma şansımız çok ama çok yüksek...

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Mösyö Çakar'la Asayiş'e Giriş 101


''Blackberry kullananlar ya organize suç örgütü üyesidir ya da kaçakçıdır...'' diye buyurdu mösyö.

Ya mösyö o değilde bir bikini vardı sahi o ne oldu??? Mösyö???

27 Mayıs 2011 Cuma

5 Milyon Sterlin ?


İngiliz 'The Sun' gazetesinin haberine göre Everton'ın Yobo için istediği rakam bu. Bence biraz fazla. Daha makul seviyelere çekilmezse başka alternatiflere yönelmekte fayda var sanki. Yobo bu sene kendisinden bekleneni yerine getirdi ancak kişisel görüşüm CL için yeterli olmadığı yönünde.

1 Mayıs 2011 Pazar

İKİ RESİM ARASINDAKİ FARK



Stiff1907 twitter'da durumu pek güzel özetledi : Bizi 'Günahların takımı' yapan en büyük günahımız; Kadıköy'de Trabzon'a tecavüz etmekti.